İ'lem eyyühe'l-aziz! Kur'an-ı Mucizü'l-Beyan büyük bir ölçüde tekrar ettiği
ihya-yı arz ve toprak unsuruna nazar-ı dikkati celb ettiğinden,
kalbime şöyle bir feyiz damlamıştır ki:
Arz, alemin kalbi olduğu gibi, toprak unsuru da arzın kalbidir.
Ve tevazu, mahviyet gibi maksuda isal eden yolların en yakını da topraktır.
Belki toprak, en yüksek semavattan Halık-ı Semavata daha yakın bir yoldur.
Zira, kainatta tecelli-i rububiyet ve faaliyet-i kudrete ve makarr-ı hilafete
ve Hayy-u Kayyüm isimlerinin cilvelerine en uygun, topraktır.
Nasıl ki arş-ı rahmet su üzerindedir; arş-ı hayat ve ihya da toprak üstündedir.
Toprak, tecelliyat ve cilvelere en yüksek bir aynadır.
Evet, kesif birşeyin aynası ne kadar latif olursa,
o nisbette suretini vazıh gösterir.
Ve nurani ve latif birşeyin de aynası ne kadar kesif olursa,
o nisbette esmanın cilvelerini cilalı gösterir.
Mesela, hava aynasında, yalnız şemsin zayıf bir ziyası görünür.
Su aynasında şems ziyasıyla görünürse de elvan-ı seb'ası görünmüyor.
Fakat toprak aynası, çiçeklerinin renkleriyle,
şemsin ziyasındaki yedi rengi de gösterir.
1- olan Hadis-i şerif,
bu sırra işareten şehadet eder.
Öyleyse, arkadaş, topraktan ve toprağa inkılap etmekten,
kabirden ve kabre girip yatmaktan tevahhuş etme!
1 -"Kulun Rabbine en yakın olduğu an, onun secde halidir."el-Münavi, Feyzü'l-Kadir, 2:68, hadis no:1348; el-Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra, 2:110.
Mesnevi-i Nuriye | Şûle | 203